Kişinin duygu ve düşüncelerini ifade etmesi, karşısındaki bireylerle iletişim kurması, dünyayı anlama ve anlamlandırması temel ihtiyaçlar arasındadır. Bu temel ihtiyaçların kesintiye uğraması beraberinde birçok zihinsel ve psikolojik soruna da neden olur. Bu sorunların tedavisinde dil ve konuşma terapisi ön plana çıkıyor…
Dil ve konuşma terapisi nedir?
Çocukluk ya da yetişkinlik döneminde ortaya çıkabilecek dil ve konuşma bozukluklarının tedavisinde sağlanan özel eğitim dil ve konuşma terapisi olarak adlandırılır. Çocuklarda görülen dil ve konuşma bozuklukları onların sosyal ilişkilerini, duygusal gelişimlerini ve okul başarılarını direkt olarak etkiliyor. Bu nedenle çocuklarda karşılaşılan dil ve konuşma bozukluklarının tedavisine erken dönemde başlanmalıdır. Dil ve konuşma terapisi artikülasyon yani seslerin, hecelerin ya da sözcüklerin yanlış üretilmesi, gecikmiş konuşma, kekemelik, yutma problemleri ve ses problemleri gibi durumlar yaşayan kişilere uygulanır.
Çocuklarda dil ve konuşma problemleri farklı formlara sahiptir. Bunlardan birisi olan gecikmiş konuşmada, hiç konuşamama, ifade güçlüğü, dar sözcük dağarcığı ve anlamlı cümleler kuramama gibi durumlar söz konusudur. Gecikmiş konuşmanın temelinde genellikle zihinsel yetersizlikler, işitme sorunları, sağlık problemleri ve aile içi şiddetli çatışmaların etkileri görülür. Konuşma bozukluklarının bir kısmı da dudak damak yarığı, dilaltı bağının uzun olması, diş problemleri, görme ve işitme yetersizliği gibi konuşma organlarının yetersizliklerinden kaynaklanabilir. Son olarak bazı konuşma bozukluklarında konuşma organlarının gelişimi normal olmasına rağmen işlevlerini yerine getiremeyebilirler. Buna neden olan faktörlerin arasında aile ortamında konuşulan dilin niteliğinin yetersizliği, uyum problemleri, rol model kişinin olmayışı ya da azlığı, ekonomik sorunlar, sevgi – şefkat ihtiyacının karşılanmaması ve ilgisizlik sayılabilir.
Konuşma ve dil terapisi ihtiyaç duyan çocukların yanı sıra yetişkinlere de başarılı bir şekilde uygulanabilir. Yalnızca yetişkinlerde konuşma bozukluğunun kişide yerleşmiş olmasından dolayı çocuklarda olduğu kadar hızlı sonuç vermeyebilir. Elbette bu da kişinin durumuna göre değişecektir.
Konuşma terapisi nasıl yapılır?
Dil ve konuşma terapisinde uygulanacak tedavi yöntemi, bozukluğun yapısına göre değişkenlik gösterecektir. Dil ve konuşma terapisi sürecini etkileyen bir diğer faktör de bu bozuklukların neden kaynaklandığıdır.
Dil ve konuşma terapisi alan bireylerin iletişim güçlüğü ortadan kalkacağından dolayı kendilerine duyacakları özgüvenleri yükselir; yaşam kalitesi artar. Özellikle çocuklarda görülen dilde ve konuşmada karşılaşılan sorunları zamana bırakmak, kendi kendine düzelmesini beklemek tedavi sürecini geciktirmekten öteye gitmez. Dil ve konuşma bozukluğunun yapısına göre başlanacak olan erken tedavi daha kısa sürede olumlu sonuçların alınmasını sağlar.
Çocuklarda dil ve konuşma bozukluklarının çeşidine göre farklı tedavi yöntemleri uygulanır. Kelimeleri doğru telaffuz edememe gibi problemlerde çocuklarla oyun oynama ve konuşma etkinlikleri yapılır. Oyunlarla dil hareketleri öğretilmeye çalışılır. Motor beceriler ve yutkunma problemlerinden kaynaklı bozukluklarda uygulanan terapide ise yüz, çene, dil ve dudak egzersizleri ile rahat konuşmaya destek olunur. Hatırlatalım, her çocuk özeldir ve tedavinin nasıl yapılacağı çocukların sorun ve ihtiyaçlarına göre belirlenir.
Kimler konuşma terapisti olabilir?
Dil ve konuşma terapisti yani DKT olarak hizmet verebilmek için devlet – vakıf üniversitelerinin dil ve konuşma terapisi bölümlerinde ön lisans ya da lisans eğitimi almak ile mezun olunan diğer lisans eğitimlerinin üzerine dil ve konuşma terapisi alanında yüksek lisans ya da doktora yapılması gerekir. Bu alanda akademik eğitimini tamamlayan DKT, dil ve konuşma bozukluğu yaşayan bireyin test sonucunu yorumlayabilecek, tanı ve tedavi biçimini belirleyecek ve duyusal problemler yaşayan hasta ve ailelerini destekleyebilecek empatik yaklaşımı sergileme yetkinliğine sahip olur.